ENİŞTE - BALDIZ AŞKI MEGER TÜRKİYE'NİN YARASIYMIŞ!

atv'nin yeni dizisi 'Unutulmaz'ın iki tecrübeli oyuncusu; Aliye Uzunatağan ve Ahmet Uz: Dizide anlattığımız atv'nin yeni dizisi 'Unutulmaz'ın iki tecrübeli oyuncusu; Aliye Uzunatağan ve Ahmet Uz: Dizide anlattığımız enişte-baldız hikayesi toplumumuzun bir yarasıymış, ilk bölümden sonra bu reaksiyonu aldık.atv' nin yeni dizisi 'Unutulmaz' genç oyuncuların yanı sıra Aliye Uzunatağan ve Ahmet Uz gibi tecrübeli isimleri de izleyiciyle buluşturdu. Dört çocukları olan, orta halli bir aileye sahip Türkan ile Feyyaz'ı canlandıran Uzunatağan ve Uz, 'Unutulmaz'da rol aldıkları için mutlu olduklarını belirtiyor. İkili; "Hikayeyi çok beğendik. Dizideki eniştebaldız aşkı da meğerse toplumumuzun kanayan bir yarasıymış" diyor.


Bu projede sizi çeken ne oldu?
Aliye Uzunatağan: 'Unutulmaz'daki olay, yani enişte baldız hikayesi bizim toplumun bir yarasıymış. Biz ilk bölümden sonra bu reaksiyonu aldık. Bana cazip gelen tarafı ise yapımcımızın denekler üzerinde bu hikayeyi denemiş olması...

Ahmet Uz: Oynadığımız işin topluma da söyleyecek bir lafı olsun istedim. Bundan dolayı 'Unutulmaz' beni heyecanlandırdı. Lay lay lom işlerden ziyade, bu tür işlerde olmayı tercih ediyorum.

BİZ İKİ ESKİ ARKADAŞIZ
Daha önceden tanışıklığınız var mıydı? Hiç aynı projelerde bulundunuz mu?
A. Uzunatağan: İkimiz de çok eski oyuncularız ve çok iyi arkadaşız. Aynı tiyatroda çalışmış olduğumuz için birlikte çok oyun oynadık. Gençlik yıllarımız birarada geçti. Ahmet'le oynamak çok rahat. Onu kocam olarak o kadar benimsedim ki; öpüp, sarılırken yabancılık çekmiyorum.

A. Uz: Daha ilk bölümde, sanki 35'inci bölümü çekiliyormuş gibi kaynaştık. Televizyon samimiyetsizliği kabul etmiyor. Dizi piyasası çok büyük. Binlerce insan var. O yüzden ciddi sarılmak lazım bu işe...

A. Uzunatağan: Rol yapmadığımızı söyleyebiliriz. Ağlama sahnelerinde herkes ağlıyor. Sinemada seyirci salona giriyor ve baştan sona izliyor. Ama televizyonda öyle değil. Evdeki insanı televizyon karşısına oturtmak ciddi bir oyunculuk gerektiriyor.

Çekimler nasıl gidiyor? Yaz sıcaklarında sizin için yorucu oluyor mu?
A. Uz: Evet hayli yorucu oluyor. Bazen sabahlıyoruz. İlk bölümler olduğu için katlanmaya çalışıyoruz. Ama düzene girecektir mutlaka. Yönetmenimiz Ersoy Güler çok şeker ve işi iyi bilen biri.

A.Uzunatağan: Ekipteki arkadaşlarla genelde çok rahat çalışıyoruz Herkes birbirine rahatlıkla bir şeyler sorabiliyor. Her sette olmaz bu şekilde. Genelde oyuncular, gergindir, alıngandır... Bizim sette herkes birbirine bir şeyler soruyor.

A. Uz: Tek şikayetim devamlı telefon geliyor olması... Tamirciyi oynuyorum ya... 'Abi şanzımanım bozuk, amortisörlerim çalışmıyor' diyen 'Lastiğim patladı ne yapayım' diyen eksik olmuyor. (Gülüyor)

AHMET UZ
GELENEKÇİYİM AMA TUTUCU DEĞİLİM!
'Unutulmaz'da canlandırdığınız nasıl bir karakter?
Cemil benim yabancı olduğum bir karakter değil. Boş vakitlerimde devamlı yürür, dolaşırım halktan biriyimdir. Şimdiye dek hep bakan, milletvekili gibi üst düzey insanları canlandırdım. Bıkmıştım kravat takmaktan. Bu rol ilaç gibi geldi.

Cemil geleneklerine bağlı bir baba siz de öyle misiniz?
Klasik Türk erkeği olarak geleneklerimize bağlıyım ama tutucu değilim. Her zaman yeniliğe açığımdır. Tiyatrocuyum, böyle bir şeyi sanat kaldırmaz zaten. Kızıma karşı olağanüstü hoşgörülüyüm kızım da bunun karşılığını veriyor. Onun için Cemil'in problemleri kafamı hayli meşgul ediyor.

Genç oyuncularla aranız nasıl? Tüyo alırlar mı sizden?
Gençlerle aramız çok iyi. Açıkça tüyo almıyorlar ama bizleri çok iyi izlediklerinin farkındayım. Çok saygılılar, sormaları gereken bir şey olduğunda sorarlar. Çok disiplinli bir setimiz ve özverili oyuncularımız var. Tabii bu, yönetmenin başarısıdır. Ekibi yönetmen kurar.

ALİYE UZUNATAĞAN
YEŞİLÇAM'I BİR TÜRLÜ SEVEMEDİM
'Unutulmaz'da oynadığınız karakterden bahseder misiniz?
Türkan mutlu bir kadın, kocasını çok seviyor, 4 çocuğu var. Kocasıyla her şeyi paylaşan bir kadın. Tam bizim orta sınıf, Türk ailesinin fedakâr anne-babası... Baba işinde, evin yükü annenin üstünde. Ama korkarım ileride hak etmediği şekilde hayal kırıklıkları yaşayacak. Karı-koca bunların üstesinden gelmeye çalışacaklar.

Siz nasıl bir annesiniz. Benzerlikler var mı Türkan'la?
Benim de kızım var; Ayşecan (Tatari)... Çocuklar Duymasın'dan hatırlarsınız. İyi eğitim bir çocuğa verilecek en önemli miras. Onun iyi eğitim alması için çaba sarf ediyorum.

Siz Türkan Şoray, Itır Esen gibi birçok Yeşilçam yıldızına sesinizle hayat verdiniz. Sizi filmlerde niye fazla göremedik?
Bir-iki film çekmiştim, sevemedim Yeşilçam'ı. Senaryo oyuncuya verilmezdi, sette konuşulmazdı. Şimdi senaryo tartışılıyor ve katkıda bulunabiliyorsun. Dizileri bana genç yönetmenler sevdirdi.

Kendi isteğinizle mi uzak kaldınız Yeşilçam'dan?
Evet seti sevemedim çünkü. Çok çalışkan bir kadınım, senaryoyu alıp işin içine girmek istiyorum. Mesela Atıf Yılmaz evimde yazdığı halde senaryoyu vermedi okumam için, o dönem öyleydi.

Gençlere ne kadar önem verdiğinizi biliyoruz. Onlara verdiğiniz en önemli öğüt nedir?
Herkese ters gelebilir ama ben 5 duyusu sağlam her çocuğun oyuncu olabileceğini düşünüyorum çağımızda. Yetenek denen şey sağduyudur. Egzersizlerle gelişebilir. Çalışarak herkes oyuncu olabilir diye bakıyorum.

KİMSE TİYATROLAR BOŞ DEMESİN
Yıllarınızı tiyatroya verdiniz. Geçen sezon yeterince izleyici çekti mi tiyatrolar?
A. Uzunatağan: Seyircimiz çok iyi. 68 oyun seyrettim. Afife Jale'nin jürisindeydim ve 68 oyunun hepsi doluydu. Tıklım tıklım tiyatrolar. Geçen sene kıyamet koptu mesela, şehir tiyatrosu en büyük seyircisine ulaştı. Kimse tiyatroların boş olduğunu söylemesin. Kızıyorum ben buna.

A. Uz: Yönetmenler oyuncu sıkıntısı çekiyorlar. Aslında o kadar değerli oyuncularımız var ki tiyatrolarda. İki tane oyun seyretseler şu sıkıntıdan kurtulurlar. Gençler zımba gibi, yaşlılar deneyimli. Ama yönetmenler buna zaman ayırmıyorlar.

A. Uzunatağan: "Dizilerde kendimi taze tutmak için egzersiz olsun diye oynuyorum" diyenler var. Ben öyle bakmıyorum. Para kazanmak amaçlı da bakmıyorum. Oynadığım rol önemli benim için. Koç olarak hazırladığım birçok oyuncu var. Mesela Cansu Dere, Mahsun Kırmızıgül gelip eğitim aldılar. Ayrıca Dolunay Soysert, Şevket Çoruh... Hepsi öğrencilerim, canavar gibi çıkıyorlar. Artık anladılar. Bir elleriyle tiyatroyu tutmazlarsa bu sektör oyuncuları çabuk tüketiyor.

Tiyatro çalışmanız var mı şu anda?
A. Uzunatağan: Ben bir çocuk projesi üzerinde duruyorum. Yakında duyacaksınız. İsmi Aliş'in Mutfağı'... Pedagoglar ve çocuk psikiyatrlarıyla birlikte TRT için yaptığınız bir proje. Ayrıca iki de oyun var..

A. Uz: Üç yıldır oynadığım bir oyun var. Bu sene onu oynayıp oynamayacağım belli değil. Ama sezonda mutlaka yeni bir oyun çıkacaktır Şehir Tiyatroları'nda...


(SABAH/GÜNAYDIN)

paylasim icin saol